Bir damla candır çocuk. İçindeki enginlere yelken açan heyecanı, hiç bitmeyen enerjisiyle saf bir psikoloji sunar bizlere. Hani yetişkinler arasında “Psikolojim bozuldu. Psikolojim alt üst oldu.” cümlesini ağzında sakız gibi kullananları duyarız. Psikoloji öyle kolay kolay bozulacak fabrikasyon bir ürün değildir, hele ki insan psikolojisi bozulmuşsa tamir etmesi hiç de kolay bir iş değildir. Kalp kırmak çok kolaydır, o kalbi birleştirip sevgiyle yapıştırabilmekse neredeyse imkânsızdır. Yavrularımızın kalbi de böyledir psikolojik iç dünyaları gibi. Bilinçaltında biriken korkuları, id ve ego arasında sıkışan yaşantıları, toplumla çakışan süperego baskısından ötürü ertelenen hayalleri vardır mesela. Hayalleri ertelememek gerek. Düşlerimizde biriken şirin uçurtmadaki ipin ucunu salıvermeli göğe, çocukça gülüşlere buse olan renkli balonlarımızı uçuruvermeli güneşe. Arif Nihat ASYA’nın o kısacık, dilimde ve ezberimde olan bir çocuk şiiri kalemime takıldı:
ÇOCUK
Böyle çıtır çıtır
Çıtırdamazdı ocaklar
Sen olmasan
Mırıl mırıl
Ninni bilmezdi dudaklar
Sen olmasan
Ve soğurdu yavrum, kucaklar
Sen olmasan.
( Kanatlar ve Gagalar, Arif Nihat ASYA )
Ne şirinsin be çocuk! Sanki horoz şekerimde, zirvede uçan balonumun öyküsünde, gökyüzündeki masmavi bulutlarda bile senin çocukluk şarkın söyleniyor. Gökten “çocuk” yağarcasına kar taneleri sıraya geçiyor, ay dedenin masalını dinlemek istiyor her çocuk.
Gökkuşağının renkleri senin psikolojinde birikiyor. Seni avuçlarımda biriktirip o gül kokunu öpsem diyorum, bana kokunu ikram eder miydin? Bir uçurtmanın kuyruğuna takılıp da sendeki o masalsı psikolojiyi yaşasam diyorum, bir saatliğine bana hayallerini verir miydin? En iyisi sen hiç büyüme. Hani bazen “Büyüklerim benimle oynamıyor. Hiç kimse bana zaman ayırmıyor.” diye hayıflanıyorsun ya. Az büyü, yaşa da gör o büyüklerin sana şu hayatta ne kurnazca oyunlar oynayacaklar.
Çocukken Heidi, Pinokyo, Kül Kedisi, Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, Çocuk Kalbi, Küçük Prens kitaplarını okumaktan ne kadar zevk alırdık. Çocuk edebiyatına dair eserler yazabilmek zordur mesela. Edebe uygun, çocuğun psikolojisini ve ruh dünyasını sarsmayan, onun kelime dünyasına özgü, hayal gücüne yönelik, bol görsellik içeren, yazı puntosu büyük olan, çocuğa göre albenili kitaplar yazabilmek büyük emek ister. Bir çocuk kitabı dosyası hazırlanıp basımına geçilecekse çocuk psikologlarının, uzmanların, okul öncesi öğretmenlerinin, pedagogların, eğitimcilerin de görüşleri alınmalıdır. Freud’un cinsellik konusundaki anlatmak istediği ifadeler, çocuklukta geçen bilinçaltı travmaları, psikolojik dünya özellikle okul öncesi çocuklarımız için kritik bir dönemdir.
Binbir Gece Masaları, Keloğlan Masalları misali masal kahramanlarımızın tertemiz dünyası gizlidir çocukların saf dünyasında. Sosyal çevre ve doğru kullanılmayan teknoloji yüzünden sonradan kirlenir aslında her birinin hayal dünyası. Çocuk edebiyatına yönelik yazılan kitaplar, çocuk masalları, psikoloji dergileri iyice irdelenmeden piyasada satışa sunulmamalıdır. Hayat, bir çocuğun iyimser psikolojisinde ve gülücüklerinde güzelleşir. İçinizdeki çocuğu kaybetmeden, iyimser psikolojinizi kimsenin bozmasına izin vermeden mutlulukla kalın.
Benzer Yazılar
Yazara Soru Sor
Yeniler
İşten değil aramaktan yorulanlar!
Tehlikelidir değişmek kelimesi kişinin var olan statüsünün hiç hazır olmadığı bir anda onu ensesinden yakalaması. Gerçi kaç insan hazırdır ki bilinmez bir yolda fenersiz yürümeye… Bu yüzden zordur değişim vücudun hiçte hazır olmadığı bir süreçtir bu evre, kişinin daha önce hiç deneyimlemediği bir engel ile…
İşsizlik
Yetişkin bir bireyin yaşamının sürekliliğini sağlayabilmesi, özgür olabilmesi için çalışması gerekir. Herhangi bir işte çalışmak kişinin işe yarar hissetmesini, değerli hissetmesini sağlamakla birlikte aidiyet duygusunu besler. Toplumsal açıdan baktığımızda ise toplum, başarılı ve mutlu insanlara değer verir. Böyle olmayan herkesin değerini görmezden gelir. Toplum içinde…