İnsanlar ekonomik olarak önlerini görmek ve kendilerini güvende hissetmek istiyorlar. Gelişmiş ülkelerde yaşayanlar sosyal güvence hakları çok fazla ve yüksek işsizlik maaşı alıyorlar. Aldıkları işsizlik maaşı ile bütün ihtiyaçlarını rahat bir şekilde giderebiliyor, insanca yaşayabiliyorlar ve herhangi bir ekonomik kaygı akıllarına
gelmiyor. Hatta işsizlik maaşı alan bir kişi ailecek yurt dışına tatil yapabiliyor.
Gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerin de en kısa zamanda bu ekonomik güven ve huzur statüsüne ulaşmasını temenni ediyorum.
Gelin isterseniz Sosyal Psikoloji profesörü Abraham Maslow’un (1908 yılında New York’ta doğmuş, 1970 yılında Kalifornia’da vefat etmiş) gözüyle ekonomik anksiteye bakalım.
Az gelişmiş ülkelerin en büyük iki problemi var. Yeme, içme, giyinme ve barınma gibi zaruri ihtiyaçlarını gidermek ve güven ortamında yaşamak. Hem sosyal güven hem de ekonomik güven ortamında kaygılardan uzak, huzurlu bir şekilde yaşamak. Gelişmekte olan ülkelerde bu iki ihtiyaç kısmen giderildiği için insanlar sevgi dolu ve saygın, değerli bir insan olmak istiyor.
Gelişmiş ülkelerde ise insanların büyük oranda değeri var. Fiziki ihtiyaçlarını kolayca giderebiliyorlar, güvenlik problemleri ve ekonomik kaygıları yok. Sevgi dolular ve sevenleri var. Değerliler ve saygınlar. Onların en büyük amaçları hayatın çeşitli sahalarında ve estetikte kendilerini gerçekleştirmek. Elinizde her türlü maddi ve manevi imkan olsa nasıl kendinizi gerçekleştirirdiniz? Nasıl bir birey olurdunuz?
Başka insanlardan farkınız ne olurdu? Olgun bir birey olma, eskilerin tabiri ile ‘İnsanı Kamil’ olma yolunda neler yapardık?
“Abraham Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi”
Ekonomik Korku: Toplumlarda ‘ekonomik korku’ başlayınca kısa süre sonda bu yerini
‘ekonomik kaygı’ da başlar. Korku; var olan bir şeyden korkmaktır. Kaygı ise olmayan bir şeyden korkmaktır. Var olan köpekten korkmak korkudur. Olmayan köpekten dolayı kaygı duyarak; ‘ya köpek beni yerse’ diye endişe etmek kaygıdır. Kaygı korkuya göre çok daha tehlikelidir. Kaygılı insanlar 1 saat ile 3 saat arasında
kaygılarını düşünürler. Yaşam kaliteleri düşmeye başlar. Eğer kaygı durumu 6 ay devam ederse bireyde ‘kaygı bozukluğu’ başlar. Bu ise çok tehlikelidir.
Kaygı bozukluğu, (Yaygın anksiyete) başlayınca artık 3 saat ile 18 saat arasında kaygı duyduğu şeyi düşünmeye başlar. Uzun süre aynı şeyi düşündüğü için yaşam kalitesi hızlı bir şekilde düşmeye başlar. Her şeyin en kötüsü olacakmış diye düşünür. Kötü görür, kötü ve negatif şeyler düşünür ve hayatından lezzet alamaz hale gelir. Eğer bütün ümit ışıkları sönerse depresyona da girer. Beyin kimyası bozulmaya başlar. Artık ölçülü ve mantıklı düşünme özelliğini kaybetmeye başlar. Eğer kaygının ana sebebi ekonomik ise veya ekonomik algılanıyorsa Yaygın Ekonomik Anksiyete var demektir. Son yıllarda, gelişmiş ülkelerde, kurum psikologları ekonomik kaygı taşıyan bireyleri testlerle tespit ediyor terapi almalarını
tavsiye ediyorlar.
Alimler; “Rızık, şifa ve hidayet Allah’tandır. Allah rızka kefildir ve vekildir” derler. (2.
Şua) Özellikle rızık konusunda Kur’an’da onlarca ayet var. Her 50 yılda, Güzel Yaratıcının lütuf ve ikramları katlanarak artıyor. Babaların ekonomik durumu dedelerden, torunların ekonomik durumu ise babalardan daha iyi. Şahıslar ve ülkeler bazen ekonomik krize girebilirler. Krizler kalıcı ve devamlı değildir. İnsanlar 40 yıl mutlu yaşarlar ve çoğu şükretmeyi unutur. Ancak hafta veya 4 ay ekonomik kriz yaşarsa psikolojisi bozulabilir.
EKONOMİK ANKSİYETE (KAYGI) TEDAVİSİ:
Kaygı ve ekonomik kaygı psikoterapi ile iyileşebilir. Ancak yaygın anksiyete (kaygı bozukluğu) ve Yaygın Ekonomik Anksiyete var ise hem psikoloğa gitmeli psikoterapi
almalı, hem de psikiyatriye gitmeli ve ilaç verilirse mutlaka kullanmalı. Psikolojik problemler ortaya çıkınca mutlaka profesyonel destek almalı. Ekonomik Anksiyete vb bazı psikolojik problemler ihmal edilirse hızlı bir şekilde ilerleyebilir.
Benzer Yazılar
Yazara Soru Sor
Yeniler
İşten değil aramaktan yorulanlar!
Tehlikelidir değişmek kelimesi kişinin var olan statüsünün hiç hazır olmadığı bir anda onu ensesinden yakalaması. Gerçi kaç insan hazırdır ki bilinmez bir yolda fenersiz yürümeye… Bu yüzden zordur değişim vücudun hiçte hazır olmadığı bir süreçtir bu evre, kişinin daha önce hiç deneyimlemediği bir engel ile…
İşsizlik
Yetişkin bir bireyin yaşamının sürekliliğini sağlayabilmesi, özgür olabilmesi için çalışması gerekir. Herhangi bir işte çalışmak kişinin işe yarar hissetmesini, değerli hissetmesini sağlamakla birlikte aidiyet duygusunu besler. Toplumsal açıdan baktığımızda ise toplum, başarılı ve mutlu insanlara değer verir. Böyle olmayan herkesin değerini görmezden gelir. Toplum içinde…