Sayın okuyucularımıza öncelikle merhabalar…
Tükettiğini üretemeyen insanlar, toplumlar haline geldik. Yaşamı destekleyebildiğimiz kadar insanız
oysa…Varlığımızın “niye varız” sorusuna öncelikle en doğru cevabı bulmaya çalışarak başlamalıyız.
Beslendiğimiz yeri bulursak beslememiz de o denli verimli olacaktır. En iyi neyi yapıyoruz buna karar
vermeliyiz. İhtiyaca cevap vermek yerine şikayet eden söylenen insanlar haline döndük, bugünkü
toplumun, yaşamın ,canlıların ihtiyacı nedir? Diye bakmayı başarmalıyız.
Yaptıklarımızı adımların sayısını çoğaltarak düşünmeliyiz. Burada hayatı umursamak vicdanın rahat
olması, bilinç önemli. İhtiyaca cevap veren uygun pazarlar bulmalıyız. Toplumların ve toplumumuzun
Yaşayan canlı organizmalardan oluştuğunu unutmadan beyine, ruha ve hayata dair kireçlenmeler
yaşamadan üretelim. Toprağın ağaca köklendirmesiyle fidan olarak başlayan yaşamında,
kabuklanmanın artmasıyla oluşan kendini koruyan gövdesi gibi ve uzayan dalları çıkan yeşeren
yaprakları gibi olalım, hem çoğalalım hem koruyalım hem üretip meyve verelim.
Sayfamda sizlere Erdinç İlter Bey’in üretimdeki başarısını anlatan röportajımla devam etmek istiyorum. Bize kendisinden söz eden Erdinç Bey Çanakkale’nin Biga ilçesinde bir ayakkabı tamir atölyesinin sahibi. Ayakkabılarını büyük bir sanatla, emekle tekrar kullanılmasını sağlayan Atölyemizin adı ise ise Dosa Lostra. İki çocuk babası olan sayın Erdinç Bey, Doğuhan ve Sametin isimlerinden esinlenerek bu ekmek yuvasını kuruyor. Kırk yıldır aynı işi yapan Erdinç Bey bu çalışmalara ilkokul çağında babasının yönlendirmesiyle okul çıkışlarında Kaptan Dedenin yanına çıraklığa başlar. Bir süre sonra işinde daha verimli ne yapabilir sorusunun cevabını bulmak için çıraklık yapmaya İstanbul’a gider ve sonra da Biga’daki ekmek teknesini kurar. İşini özveriyle yapması sevmesi ve saygı duymasıyla başlar. Erdinç Bey “hayatta ben niye varım” sorusunu öyle güzel sormuş ve cevaplamış ki , ben bu işte mutluyum ve bu işi yapacağım der. İçimizde ruhumuzu besleyen tohumu keşfetmemizle başlar hayat. Hayatımızda bahçıvan doktor, çöpçü , mühendis, ressam, tohumumuz ne ise onu ekmeliyiz. Çocukların şu anki durumunu at yarışına soktuğumuz sistemin içinde kaybolduğunu söyleyen Erdinç Bey ebeveynlerin kendilerinin yapamadıklarını çocuklardan beklendiğini dile getirdi. Oysa zorlamanın anlamsızlığı ne tohumu olduğunu keşfetmenin ve neyle beslenmemiz gerektiğinin hayatta keşfi gerekmektedir. Atölyesine gelen ayakkabıları ise bizlere verdiğindeki müşteri mutluluğunu görmek, onun en büyük başarı ödülü. Miadı geçmiş ayakkabılarda sanatsal denecek özveride yapılan çalışmaların adresidir Dosa Atölye. Erdinç Bey’in bir keşfi ise atölyesine gelen Üniversite öğrencilerinin hala ne yapmaya kararlı olmadığı olmuştur. İdeal keşfinin yapılmayıp, sadece puanın yettiği yerlere seçimlerin yapıldığını dile getirmektedir. Gerçekte kimsenin
aslında istediğini yapmıyor oluşunu, ailede ve okulda bireyin yetenek keşfi yapılmadan kişinin kendisi olmasını sağlayamıyoruz. Bir şey olma çabasına giren bu küçük insanlar ise verimsiz birer fidan olarak yetişiyor.
Sizce de çalışmak istediği halde iş bulamayan yetişkinlerin bulunduğu işsizlik olan bu durum için işsiz
sıfatında mıyız? Bu durum için ortaya çıkış nedenlerinin araştırılması gerekmez mi?
İşsizlik ile ölüm, intihar, suç, ailelerin parçalanması ve çocuk istismarı gibi ilişkiler üzerinde
durulmuştur. Kişinin, gerilim, moral kaybı çalışma becerisinin yok olma hissine kapılmasına neden
olmaktadır. Bireylerin etkilendiği bu durum tabii ki sosyal olayları da etkilemektedir. Sosyal dengenin
bozulmasıyla toplumun dinginliği de bozulmaya başlar. Toplumların işsizlikle birlikte kaybettikleri
üretim değeri kişilerin üzerinde güvensizlik duygusu doğurur. Bizler yaşamımızı sürdürebilmek için
gelir elde edebilmek, ruhen gelişip olgunlaşabilmek, psikolojik olarak tatmin olmak için çalışmaya
gereksinim duyarız.
1970’ten bu yana dünyada her geçen gün işsizlikle karşılaşılmıştır. Maalesef ülkemizde de her yaştan
işsiz insanlar vardır. Eskiden üniversite mezunlarının yüzdelik dilimde az iş bulamayan grupta olması
günümüz şartlarında değişmiştir.
• Yeni çalışma biçimlerinin planlanması
• Eğitim sisteminin geliştirilmesi
• Yeni iş alanlarının araştırılması
• Küçük ve orta işletmelerin desteklenmesi
• İşsizler için ciddi plan ve program yapılması
• Teknolojiye uygun yeni hizmet çalışmalarının yapılması
• Tarımsal kalkınmada yeni projeler üretilmesi
Gerekmektedir.
Etrafımızdaki her şeye rağmen kendimizi var edebildiğimiz, seçebildiğimiz gün doğumu umutlu yarınlara.
Related posts
Yazara Soru Sor
Yeniler
İşten değil aramaktan yorulanlar!
Tehlikelidir değişmek kelimesi kişinin var olan statüsünün hiç hazır olmadığı bir anda onu ensesinden yakalaması. Gerçi kaç insan hazırdır ki bilinmez bir yolda fenersiz yürümeye… Bu yüzden zordur değişim vücudun hiçte hazır olmadığı bir süreçtir bu evre, kişinin daha önce hiç deneyimlemediği bir engel ile…
İşsizlik
Yetişkin bir bireyin yaşamının sürekliliğini sağlayabilmesi, özgür olabilmesi için çalışması gerekir. Herhangi bir işte çalışmak kişinin işe yarar hissetmesini, değerli hissetmesini sağlamakla birlikte aidiyet duygusunu besler. Toplumsal açıdan baktığımızda ise toplum, başarılı ve mutlu insanlara değer verir. Böyle olmayan herkesin değerini görmezden gelir. Toplum içinde…