Sözlükte:” Azık, yenilen, içilen ve faydalanılan şey “ anlamına gelen rızık, terim olarak: “ Yüce Allah’ın canlılara yiyip, içmek ve yararlanmak için verdiği her şey” diye tanımlanır. Bu tanıma göre rızık, helal olan şeyleri kapsadığı gibi haram olanları da kapsamaktadır.
Rızık, insanın ana karnında teşekkülü ile başlar, kaderdeki kayıtlara uygun olarak ecele kadar devam eder. Ecel, bir manada dünyaya ait rızkın bitim noktasıdır. Rızık, bütün varlıklar için ezelde takdir olunmuştur. Artmaz ve eksilmez. Sebeplere baş vurmak ise, rızka sebep olarak takdir olunduğu kadar netice verir.
Kuran-ı Kerim’in Hud surenin 6. Ayetinde Allah (c.c)‘ hu bizlere Rızkı verenin kendisi olduğunu ne güzel açıklar.” Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a ait olmasın. Onun karar (yerleşik) yerini de, geçici bulunduğu yeri de bilir. Bunların tümü apaçık bir kitapta ( yazılı)’dır.”
Yüce Allah’ın bizlere takdir ettiği rızkı, biz kullarından onu helal yolla aramamızı ister. Rızkı aramak ve çabalamak gayet güzel bir adetullahtır. Ama aşırıya kaçıp rızkı hırs ile talep etmek, tevekkül ve teslimiyete zıt bir durumdur. Yüce yaratıcının canlıların fıtratına yerleştirdiği davranışları (istek ve arzuları) yanlış kullandığında, Allah’ın kanunlarına zıt olduğundan bununla imtihan olabilir. Örneğin rızkı, hırs ile isteyene onun zorlaştırması gibi.
Hırs, çalıştıktan sonra sonucuna kanaat etmemektir. Yani bu kadar çok çalıştım neden elime çok gelmedi diye çırpınmaktır.
Sebe,39. Ayetinde:” Deki, Rabbim kullarından dilediğine bol rızık verir; dilediğinden de kısar. Siz başkalarına yardım için ne harcarsanız, Allah onun yerine yenisini verir. O rızık verenlerin en hayırlısıdır” der.
İnsanoğlu bazen nefsine kapılarak Rabbinin ona lütfettiği rızkı kullara vermekten o kadar korkar ki,
malının eksileceğini düşünerek, vermemek adına pek çok bahaneler uydurur. Kendisine sorulduğunda bu nimetleri sana kim verdi? Cevap olarak da kendim kazandım, kendim elde ettim der.
Bazen de verdiği infakları öyle minnet eder ki, o kazandığı hayır hasenatı bir anda yok eder. Ne güzel buyurtur bize nimetlerini veren Rezzak:” Allaha ve ahiret gününe inanarak Allah’ın kendilerine verdiği rızıktan infak etselerdi, aleyhlerine mi olurdu? Allah, onları iyi bilendir.”
Allah Rasulü biz ümmetine rızık talep etme konusunda yol göstermiş ve şöyle buyurmuştur: Dünyadaki (rızık) talebinizi güzel yapınız! Şüphesiz herkes kendisi için yaratılan şeyi kolay elde edecektir.” İbni Mace.
Rızıklar dörde ayrılır:
1- Allah’ın üzerine aldığı rızık: Bu bedenin gıdası, suyu ve buna benzer şeylerdir. Cenabı Hakk bu çeşit rızkı kullarına vereceğini vaat etmiş ve bunu üzerine almıştır.
Cenabı Hakk kendisine ibadet ve itaatte bulunmamızı teklif etmiş. Bunu yapabilmemizi sağlayacak güç ve kuvvete yeterli olan gıdayı temin etmeyi de üzerine almıştır.
2- Dağıtılan Rızık: Allah’ın kullarına dağıttığı ve levh-i mahfuzuna kaydettiği rızıktır. Herkes levh-i mahfuzda kendisi için yazılan rızkı zamanı gelince yer, içer ve elbiseleri de giyer. .
3- Kulların Mülkiyetine Verilen Rızık: Bir kulun dünyada bir şeye sahip olması ancak Cenabı Hakkın takdir ve rızası sayesinde olur.
4- Va’d Olunan Rızık: Cenabı Hakk kulları içindeki takva sahiplerine helal yoldan ve hiçbir güçlüğe katlanmadan muttaki olmak şartıyla rızıkların temin edeceğini vaat etmiştir. Cenabı Hakk vaadinde haktır.
Cenabı Hakk buyuruyor: Kim Allah’tan korkarsa ona darlıktan genişliğe doğru çıkış yolu ihsan eder ve
onu biz beklemediği bir yerden rızıklandırırız. Kim Allah’a güvenip tevekkül ederse Allah ona yeter.
Talak suresi, 2-3 ayetleri.
Yaşanmış bir menkıbe olarak anlatılıyor: Rusya’da ilk Komünist ihtilali teşebbüsün1905 yılında Moskova’ da gerçekleştirilmişti. Çarın askerleri bu teşebbüsü kanla bastırdığından, o gün, tarihte “ Kanlı Pazar” ismiyle anılmıştır. Bu ihtilali tertipleyen Lenin kaçarak samanlığa saklanmıştı. Samanlığın diğer köşesinde ise, iki büklüm kıvrılmış bir vaziyette duran aç ve susuz bir köylü vardı. Bu köylüyü görüp söylediklerini işitince hiddetlenerek:- Aptal herif! Hala Allah’ tan mı istiyorsun? Bak sokakta bir çok insan, senin gibilerin karnını doyurmak için ayaklanmış oldukları halde öldürülüyorlar. Onların başarısını iste, sen de gayret et. Ben de sana bir dilim ekmek vereyim.” Dedi, köylü sordu:
- Sen de kimsin ?
- Lenin cevap verdi:
- Ben de o ihtilalcilerden biriyim. İsmim: Lenin.
Saf ve garip köylünün meydanda olup bitenlerden haberi yoktu. Lenin ise sokağa tedbirli çıkmıştı. Bu yüzden çantasında ekmek, matarasında su vardı.
Lenin, köylüye çantasından bir dilim ekmek verdi. Bunu iştahla yiyen köylü, başını semaya kaldırarak:
-“ Ey Allah’ım! Sen ne büyüksün! Bazen İsa kulunu, bazen de böyle Lenin denen asi ve imansız bir kulunu gönderip fakir fukaranın karnını doyuruyorsun.” Dedi.
Kula düşen vazife onun için takdir edilen rızkı araması, ister sözlü ister fiili duasını yapmasıdır. Sonrada Rezzak ona neyi taktir ettiyse Rezzaktan razı kalarak, verilene şükür etmesi ve verilen nimetleri Onun yolunda sarf etmesidir.
Related posts
Yazara Soru Sor
Yeniler
İşten değil aramaktan yorulanlar!
Tehlikelidir değişmek kelimesi kişinin var olan statüsünün hiç hazır olmadığı bir anda onu ensesinden yakalaması. Gerçi kaç insan hazırdır ki bilinmez bir yolda fenersiz yürümeye… Bu yüzden zordur değişim vücudun hiçte hazır olmadığı bir süreçtir bu evre, kişinin daha önce hiç deneyimlemediği bir engel ile…
İşsizlik
Yetişkin bir bireyin yaşamının sürekliliğini sağlayabilmesi, özgür olabilmesi için çalışması gerekir. Herhangi bir işte çalışmak kişinin işe yarar hissetmesini, değerli hissetmesini sağlamakla birlikte aidiyet duygusunu besler. Toplumsal açıdan baktığımızda ise toplum, başarılı ve mutlu insanlara değer verir. Böyle olmayan herkesin değerini görmezden gelir. Toplum içinde…